tag:blogger.com,1999:blog-304260422024-03-13T19:00:28.971+03:00music is the language of us allfelixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.comBlogger26125tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-87101995228245458092013-02-01T01:48:00.000+02:002013-02-01T01:56:57.665+02:0018<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif; text-align: left;" trbidi="on">
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;">ya bugün radyomun doğum günü yarın yazsam olmaz mı o filmleri? bugün geri sayımı dinlerken önümdeki işe konsantre olmam mümkün değil çünkü. müzik dinlerken çalışabiliyorum da radyo odtü 18 yılın 103’ünden geriye doğru sayarken zor biraz. 10 yıl var bende de. o kadar yılın yaşanmışlığını anlatan şarkılar. ne dinlediğinden bağımsız, bir döneme eşlik eden şarkılar. hayatın sesini açtığın da sonuna kadar kıstığın zamanlar da var. misal bugünler pek bir dengesiz, açsan kıssan da bitmeyen bir ses var. </span><span style="font-size: small;">içimdeki ses, </span><span style="font-size: small;">evdeki ses, metrodaki ses, kulaklığımdaki ses tamam da radyodaki ses yok. o bir kısıldı yaklaşık 3-4 yıldır (istanbul'a ne zaman geldiğimin tam hesabını yapamıyorum bir türlü).</span></div>
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;">radyo odtü internetten yayın yapan ilk radyo olsa da bir beceremedim ben internetten dinlemeyi. fm bandı hâlâ daha kolay geliyor bana. radyo 10. yılını kutlarken bir mail göndermiştim. şimdi geri
dönüp baktığımda ne kadar saçmaladığımı görüyorum :) sevimli de buluyorum bir yandan ama maili tamamen paylaşacak kadar
özgüvenim olmasın hiç bence. az biraz eksik olsun hep :) ama bir kısım alıntılarsam:</span><br />
<blockquote class="tr_bq">
<span style="font-family: "Courier New",Courier,monospace; font-size: small;"><span id="internal-source-marker_0.1261624131356932" style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">bir arkadaşımla konuşuyoruz,</span><span id="internal-source-marker_0.1261624131356932" style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;"> <br />"ben neden radyo dinlediğimizi buldum"</span></span><span style="font-family: "Courier New",Courier,monospace; font-size: small;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;"> dedim "yalnız olduğumuz için" diye de ekledim. "ben yalnız değilim ki"</span></span><span style="font-family: "Courier New",Courier,monospace; font-size: small;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;"> dedi hemen tabii :))</span></span><br />
<span style="font-family: "Courier New",Courier,monospace; font-size: small;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">"hayır, demek istediğim o değil, yani radyonun yerine koyacak biri yok</span></span><span style="font-family: "Courier New",Courier,monospace; font-size: small;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;"> hayatımızda ondan bence" dedim</span></span>.<br />
<span style="font-family: "Courier New",Courier,monospace; font-size: small;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">herkese göre değişir tabii dinleme sebepleri</span></span><span style="font-family: "Courier New",Courier,monospace; font-size: small;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;"> ama benim hayatımdaki yeriniz bu maili bitiremeyeceğim kadar uzunlukta....</span></span></blockquote>
<span style="font-size: small;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline;"></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">radyonun yerini tutacak biri olabilir mi sahiden bilemedim bak şimdi. olmalı mı ya da? pek anlamlı bir çıkarım gibi gelmese de bir yandan da 20'li yaşlara karşı daha anlayışlı olmamı sağlaması bir işe yarar :)</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;">ve birkaç isim var yazsam da sabitlenseler şurda dediğim (atladığım varsa da aklıma geldikçe eklerim yani ne olacak): </span><span style="font-size: small;">gamze elgin, </span><span style="font-size: small;">hakan & elhan tok,</span><span style="font-size: small;"> </span><span style="font-size: small;">ege kayacan, </span><span style="font-size: small;">vefik karaege, şükrü anıl doğan, </span><span style="font-size: small;">pınar gürer, </span><span style="font-size: small;">ali akın akyol bu kadınlar ve adamların hayatımda önemli yerleri var. kitaplığımda ciddi izleri var. albüm olsun, kitap olsun, film olsun. </span><span style="font-size: small;">aklımda yer etmiş şarkı anonsları ya da bir yorumları var :) var da var işte. iyi ki varlar. müzik, radyo, kollektif bir iş yapmak, hayaller ve gerçekler... ("<a href="http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=LXtCueqVqdE#t=340s" target="_blank">genç kızlık hayallerimin hayatın acı gerçeklerine asla uymadığını çok sonra anladım</a>") olan biten her şey bu 18 yılda, hepsi iyi ki var.</span></div>
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;"><br /></span></div>
<div>
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;">music non stop when i close my eyes (malum mailde geçen şarkılardan biri buymuştu)</span></div>
<span style="font-size: small;"><br /></span></div>
</div>
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif; text-align: left;">
<span style="font-size: small;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/W3FEEENz-Us" width="560"></iframe><br /></span>
</div>
</div>
felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-475824072908019442010-10-19T22:03:00.003+03:002010-10-19T22:18:50.449+03:00Kadınlara Yönelik Suçlara, Tacize, Tecavüze Ortak Olmayın!MEDİZ Basın Bülteni / 19.10.2010<br />
<br />
Yeniden, Medyaya Çağrı:<br />
<br />
Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisinin yapımcı-yayıncılarına ve dizideki tecavüzü komedi malzemesi yapan Habertürk'te yayınlanan <a href="http://bit.ly/9PT9bN">Gölgede Muhabbet</a> programını hazırlayanlara ve bu vesileyle tüm medyaya, 2 yıl sonra, bir kez daha çağrımızı yineliyoruz:<br />
<br />
Kadınlara Yönelik Suçlara, Tacize, Tecavüze Ortak Olmayın!<br />
<br />
21.11.2008 tarihli <a href="http://www.mediz.org/">MEDİZ</a> basın Açıklaması'ndan:<br />
<br />
“Kadınlara yönelik, tecavüz gibi cinsel suçların medyada hala pornografik reyting-tiraj malzemesine dönüştürüldüğü, suçun işlenişine dair her tür detaya yer verilen, hatta mağdur kadınların fotoğraflarla metalaştırılarak, haklarındaki tüm detayların ifşa edildiği haberleri, bizler, dehşetle izliyoruz! Ama yalnızca dehşetle izlemekle kalamayız! Başta medya mensupları olmak üzere bu toplumda yaşayan her kişi bu dehşeti sona erdirmekle sorumlu... Suç İşliyorsunuz!...Tecavüzün verdiği hasarı artıracak, tecavüze ortak olacak her tür yayın da kamuya karşı bir işlenmiş bir suçtur!... Tecavüze Ortak Oluyorsunuz!...Başta yöneticiler ve editörler olmak üzere tüm medya mensuplarını bu hususları uygulamak konusunda sorumlu davranmaya, tecavüze ortak olmamaya çağırıyoruz.”<br />
<br />
Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisinin yapımcı-yayıncılarına ve dizideki tecavüzü komedi malzemesi yapan Habertürk'te yayınlanan Gölgede Muhabbet programını hazırlayanlara ve bu vesileyle tüm medyaya, 3 yıl sonra, bir kez daha çağrımızı yineliyoruz: Tecavüze Ortak Olmayın!<br />
<br />
Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisi maalesef internette dolaşan ve yine maalesef çok tıklanan tecavüz görüntüleri ile gündeme geldi. Bu görüntülerin internette nasıl yayıldığına, dizinin yapımcı ve yayıncılarının bununla ilgisi olup olmadığına dair merakımız bir yana bu görüntülerin dolaşımını durdurmak yapımcı ve yayıncıların sorumluluğu değil midir? Bu konuda, yapımcı ve yayıncıların böyle bir tanıtımı etik bulmayarak, müdahale etmesini beklerken Habertürk'te yayınlanan Gölgede Muhabbet programında, maalesef, tecavüzün bir spor aktivitesi gibi kurgulanarak komedi unsuru yapıldığı bir parodi izledik. Bu parodiyi hazırlayanlar, Ali Poyrazoğlu, Habertürk yönetimi ve dizinin yapımcı-yayıncılarına yönelik yeni bir çağrımız yok! Sadece, bu sorumsuzluklarıyla ortak oldukları tecavüz, taciz ve kadınlara yönelik suçların, kadınlarda ve tüm toplumda yarattığı hasarı anlamak için, ilgili istatistiklere, davalara göz atmalarını; bu vakalardan zarar gören, hatta hayatını kaybeden kadınların hikayelerine, onların yakınlıklarının tanıklıklarına kulak vermelerini öneriyoruz. Ve soruyoruz: gerçekten elde edilen reytingin bu kadar kadının hayatına değdiği kanısında mısınız?<br />
<br />
<a href="http://www.mediz.org/">MEDİZ</a>-Kadınların Medya İzleme Grubu<br />
İletişim: <br />
Tuğçe Canbolat <br />
Tel: (212) 251 5994 <br />
Faks: (212) 251 6457<br />
GSM: (535) 566 6048<br />
E-posta: mediz@mediz.org <br />
Web: www.mediz.orgfelixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-4042423292425306622010-07-11T23:36:00.000+03:002010-07-11T23:36:06.161+03:00yahoo'dan yeni uygulama: siz bir yazin biz iki gonderelim2007'den bir alinti<br />
<br />
"evet bu yahoo teknolojisi de kafayi siyirdi sonunda<br />
hem maillerden iki tane geliyo<br />
hem de bir tane mail hep okunmamis oluyor<br />
<br />
kissadan hisse: the rest is still unwritten<br />
yani bazen bittigini dusunsen de aslinda okunmamis bir mail duruyordur evrende bir yerde.<br />
<br />
Wednesday, January 24, 2007 2:58 PM"felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-3750124220665802432010-01-20T21:30:00.000+02:002010-01-20T21:30:01.670+02:00You Can Tell It To Everybodyekibe katılan her genç festivalci kendi festivalini yapmayı umut eder.
eskilerden de destek verenler çıkar. birlikte başka bir festival
yapacaklardır. aslında eskiler olmayacağını bilir ya bi umut işte...
neyse sonra olmaz o iş tabi. ekip dağılır zamanı gelince. sonra yeni
bir genç gelir aynı heves yeniden yeşerir. aslında örnekleri de yok
değil ama ben yine de derim ki festival yapacağınıza yeni bir sinemaya
heves edin. o zaman belki ben de hevesli gençlerden olabilirim.<br />
<br />
böyle alakasız başlık ve içerik de hiç sevmem ya aslında. neyse toparlarım umarım. <br />felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-49754150150338598182010-01-13T20:01:00.003+02:002010-02-13T23:15:21.959+02:00Bir Sana Bir de Bana<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;">artık twitter hesabımız olmadığına göre yukardaki o linki kaldırmak gerek. yazan herkes okunmak ister illa ki diye düşünüyorum ama fazla takipçi de insanı rahatsız edebiliyormuş. bir de herşeyi de paylaşmaya gerek yok di mi. en azıdan bir süre. "şartlar olgunlaşana kadar" bırak içindekiler içinde kalsın dedim kendime. (ya da bildiğin vaktim yok kendime havalı bir sebep bulmaya çalışıyorum) oysa tam da bugün ne güzel tespitim gelmişti. 2009 yılı sinemada belgesel ve kurmacayı karıştırarak geçmiş. kimi amatör oyuncu kullanmış, kimi video-belgesel görüntüler eklemiş, kimi kurmaca karakter eklemiş belgeseline. <br /></span><br />
</div>
<div style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
<span style="font-size: small;">sonra yine bugün "uluslararası" olsan bile ne çok sinema işi kaçırdığımızı düşündüm. bugün öğrendim uzak diyarlardan, şu an adını anamadığım bir adam, köyünün/kasabasının her köşesinde film gösterimi yapmak için uğraşıyormuş. ne güzel bir örnek. hiç öyle "modern" bir yer de değil. ben de diyorum ki işte herşey de istanbul da olmak zorunda değil, şartları zorlamak gerek. herkes de festival yapmasın biri de sinema kursun</span><span style="font-size: small;"> mesela,</span><span style="font-size: small;"> en bağımsızından. keşke bu işe biraz inansam da ben de benzer bir oluşumun içinde olabilsem.</span><br />
felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-42151442299439770962009-11-22T02:07:00.000+02:002009-11-22T02:07:16.123+02:00kasım patlar<iframe width="425" height="240" frameborder="0" scrolling="no" marginheight="0" marginwidth="0" src="http://maps.google.com/maps/sv?cbp=12,72.98,,0,-9.24&cbll=40.757567,-73.986549&panoid=&v=1&hl=en&gl="></iframe><br /><small><a href="http://maps.google.com/maps?f=q&source=embed&hl=en&geocode=&q=NOKIA+Theatre+Times+Square+&sll=37.0625,-95.677068&sspn=33.764224,78.046875&ie=UTF8&hq=Nokia+Theatre+Times+Square&hnear=Nokia+Theatre+Times+Square,+New+York,+NY+10036&ll=40.767997,-73.982277&spn=0,359.998809&t=h&z=14&iwloc=A&layer=c&cbll=40.757567,-73.986549&panoid=L9I2EcdwblnL-CHtrrQ-BA&cbp=12,72.98,,0,-9.24&cid=7341932892633454922" style="color:#0000FF;text-align:left">View Larger Map</a></small>
sorumuz şu. bu görüntü mayıs 2009'dan olduğuna göre 5 Aralık 2009 görüntüsü için hangi ara google'ı kontrol etmelifelixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-18466071936543575662009-11-09T00:38:00.000+02:002009-11-09T00:38:25.366+02:00you can't make up reality<embed src="http://idfa.fabflows.com/media/idfa_player.swf?p=2cd933b7cb96989225e011479ab5aad1" type="application/x-shockwave-flash" width="360" height="270"></embed>felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-76619847509550238332009-11-09T00:35:00.000+02:002009-11-09T00:35:10.732+02:00<embed src="http://idfa.fabflows.com/media/idfa_player.swf?p=527193dc484d297d88509574753043f4" type="application/x-shockwave-flash" width="360" height="270"></embed>felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-38467574018555097452009-10-15T23:08:00.021+03:002009-10-16T00:19:18.672+03:00şaka bir yana kağıda yazılmış 3 saatim var sadece<span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; font-size: small;">bugün 5 yıl öncesinden bir mail aldım.</span><br />
<div style="font-family: Verdana,sans-serif;">
<div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: left;">
<span style="font-size: small;"><i>"ben yine güzel güzel uyumuşum da bu tez bu şekil nasıl bitecek onu merak ettim. topu topu 1 hafta kalmış 3 saat uyku neyime yetmiyor anlamıyorum. neyse
saat 1'den önce okur musun bunları pınar bilmem ama her zamanki gib
okumazsan ben ararım seni. şöyle ki şimdi BTenstitüsünü arayıp parayı
falan sorcam sonra tömer işini falan halletcem. ee okula da uğramak
zorundayım yani odtüye nasıl gitcez bilmiyorum ya da ben gitmesem olmaz
mı acep. daha tezi yazmadım ayol şaka bir yana kağıda yazılmış 3 saatim var sadece. eminim gökçe de ilerlemiştir bu konuda aman aman neyse düşündükçe korkuyor insan bir de hayriye hocaya ne zaman ne gösterecem onu merak ediyorum. bakın bugün salı elde var sıfır Of Allahım Of ...5 yıl sonraki halimi çok merak ediyorum 5 yıl sonra bu yazdıklarımı okuyunca ne hissedicem çok merak ediyorum hatta kesin tarih vereyim 21.haziran.2009
PAZAR GÜNÜ bir bilgisayar bulup bu yazdıklarımı okuyup bir de bunlara
cevap yazacam ama yaşarsam tabi ölürsem de siz yazın hem gökçenin de o
zamana kadar çalışan bir bilgisayarı olur herhalde"</i></span><br />
<span style="font-size: small;"><i> </i></span><br />
</div>
</div>
<div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: small;">burdan anladığımız 5 yıl hiç de uzun bir süre değil. ve belli ki 5 yıl sonra profesör olacağımı falan zannediyormuşum. biraz acıklı bir durum ama olsun güzel yine de bir şey değişmediğini görmek. artık daha değişik meraklarım var; 10 yıl sonra da facebook olacak mı gibi. tabi bu maili gökçe bana bugün gönderdi, peki ya 21 haziran 2009'da ne yapıyormuşum diye baktım. İlginçtir ben de o gün başka bir arkadaşa yine 5 yıl önce yazdığı bir maili bulup forwardlamışım. O da o gün çok şaşırmış, bugün biz burda şaşırdık sonra da özetle şuna karar verdik; hayat böyle güzel. <span style="font-family: Verdana,sans-serif;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"> </span></span></span><br />
</div>
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;">not: "kağıda yazılmış 3 saat" yüksek yüzde 3 sayfayı ifade ediyor.. </span><br /></span></span><br />
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/_Tel06-CcSsE/SteEHYq4MbI/AAAAAAAAAZs/7ywqvQMVGwo/s1600-h/7.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/_Tel06-CcSsE/SteEHYq4MbI/AAAAAAAAAZs/7ywqvQMVGwo/s400/7.JPG" /></a><br /></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"> </span></span></span><br />
<br />
<br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;">5 yıl önce pınar, gökçe ve ben diyebilmeyi çok isterdim ama sanırım 6-7 yıl önce çekilmiş bu fotoğraf.</span></span></span><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-45170323430221620312009-09-13T18:56:00.000+03:002009-09-13T18:56:05.070+03:00daha iyisini yapabilirim!<iframe width="425" height="240" frameborder="0" scrolling="no" marginheight="0" marginwidth="0" src="http://maps.google.com/maps/sv?cbp=12,42.1,,0,-10.04&cbll=42.427169,-71.077103&panoid=&v=1&hl=en&gl="></iframe><br /><small><a href="http://maps.google.com/maps?f=q&source=embed&hl=en&geocode=&q=349+Pleasant+St.+C1,+Malden,+MA+02148&sll=42.427227,-71.077347&sspn=0.00096,0.002395&ie=UTF8&ll=42.437014,-71.07296&spn=0.003841,0.009581&t=k&z=14&layer=c&cbll=42.427169,-71.077103&panoid=qgmPDjBj9352M6b6jLswFw&cbp=12,42.1,,0,-10.04" style="color:#0000FF;text-align:left">View Larger Map</a></small>felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-59858386643790375812009-05-25T16:14:00.001+03:002009-05-25T16:14:44.658+03:00documentarist 2009<object width="400" height="300"><param name="allowfullscreen" value="true" /><param name="allowscriptaccess" value="always" /><param name="movie" value="http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=4825841&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1" /><embed src="http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=4825841&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true" allowscriptaccess="always" width="400" height="300"></embed></object><p><a href="http://vimeo.com/4825841">DOCUMENTARIST 2009</a> from <a href="http://vimeo.com/user150047">gajdo</a> on <a href="http://vimeo.com">Vimeo</a>.</p>felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1160615919680470162006-10-12T04:06:00.000+03:002006-10-12T04:18:39.693+03:006 ay sonra yeniden dojo yollarındayine bilenler biliyor,<br />"yaz arkadaşım, 3 ayda japonlara nasıl aikido öğrettim?" belgeselini tamamlamama az kalmıştı ki yurda döndüm ve bugün aylar sonra ilk dersime girdim. bileklerde küçük birkaç kızarıklık ve kafamda birkaç darbe dışında hafif atlattım diyebilirim.<br />değişmeyen şey şu olmuş : bu dojo nasıl bir yer ki tüm yasaklarına rağmen her ders çıkışı insan biraz daha "özgür" hissediyor kendini. (burda doğru kelime "özgür" değil, ancak "yasak"a karşılık o uygun gözüktü gözüme, tekliflere açığım)<br /><br />biri ekşi sözlüğe nihan başlığına "bulunmaya inananların genel adıdır" yazmış (pek yerinde bir tespit) ben de dojo başlığına şunu yazmak isterdim : "bulunmak isteyenlerin mekanı"<br />tahminimce bu dönem en az 4 bilinmeyen olacak!felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1156138512894330072006-08-21T08:01:00.000+03:002006-08-21T12:02:33.043+03:00Vancouver'da dertler bitmek bilmiyor<a href="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/1600/DSC00773.1.jpg"><img style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/400/DSC00773.1.jpg" border="0" /></a><br />hala ordaymışım süsü veriyorum evet ama bi de şöyle bir anım var paylaşayım hemen :<br />Vancouverlılar'ın evsiz ve uyuşturucu bağımlısı insanların dışında ayrı bir sıkıntıları da şehirde çekilen hiçbir filmde ve ya da dizide şehrin adının geçmemesi. Bugüne kadar sayısız yapıma ev sahipliği yapan bu güzide kentimizin suçu ne? Geçen pazar (dün değil bir önceki) art gallery'nin önünden geçerken ben de bir tv dizisinin setine misafir oldum.<br />yanımda makinem olmadığı için paylaşamayacağım maalesef.<br />art gallery'i mahkemeye çevirmişlerdi ve yine başka bir memleketin mahkemesinin adı yazıyordu.<br />bu da böyle bir anımdı, teşekkür ederim.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1155938877156015932006-08-19T00:48:00.000+03:002006-08-19T01:07:57.200+03:00format?bilenler bilir internetin yarısını bitirmiş biri olarak diyorum ki ben bu formatta başarılı olacağıma inanıyorum.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1155792325552553302006-08-17T08:14:00.000+03:002007-01-24T15:00:06.287+02:00Defend the People of Palestine & Lebanon!<a href="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/1600/060812_7.jpg"><img style="margin: 0px 10px 10px 0px; float: left;" alt="" src="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/200/060812_7.jpg" border="0" /></a>felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1155374911129400962006-08-12T12:28:00.000+03:002006-08-12T12:38:23.236+03:00<b>ben kafamda dönebileceğimi düşünmüyorum</b><br /><embed src="http://youtube.com/v/c2kPGsfmiqk" width="425" height="350" type="application/x-shockwave-flash"></embed><br /><br />-ben kafamda dönebileceğimi düşünmüyorum<br />-??? kafanda??? abla o biraz zaman alır zaten<br />dedim...<br /><br />aldı da<br />ve işte sonunda evin yolu gözüktü<br />artık kafamızda dönüyoruz da<br />uçakta nasıl olacak o işler hep birlikte göreceğiz<br /><br />oh canadafelixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1154293122130882922006-07-30T23:34:00.000+03:002006-07-31T00:11:42.683+03:00Israil Out of Lebanon<a href="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/1600/DSC00550.jpg"><img style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/400/DSC00550.jpg" border="0" /></a><br />Dün Art Gallery önünde şu aşağıda fotoğrafı olan polisi tekrar gördüm bu sefer de İsrail'i protesto etmek için toplanan göstericiler için görevlendirilmişti. Vancouver böyle bir yer işte toplasan 2milyon ediyor ama downtown dışında da zaten insan görebileceğin bir yer yok. Ha "suburbdakiler insan değil mi Nihan" diye itirazlarınız haklı tabi ama ben de anlayamıyorum görünen resmiyle hayat bu kadar zorken burdaki avrupa kökenli hariç diğer kanadalılara, nasıl rakamlara bakıldığında refah seviyesi yüksek çıkıyor anlamıyorum. Nitel araştırmaların önemi yine bu gibi durumlarda daha çok anlaşılıyor sanırım. Aslında sırf bu kafa karışıklığım için üniverstiden arkadaşlarım olmasını isterdim yok da değil ama onlar da okula eğlence için giden real hayatın sokakta olduğunu savunan insanlar.<br /><br />Ben gösteriden habersiz ablamla Robson'da yürüyordum. Atılan sloganları duyunca "yahu benim niye haberim yok bundan acaba" diye yine ingilizceme verdim birtakım yanlış anlaşılmaları. Bir yerden dahil olup yürüyüşe Art gallery'e kadar birlikte devam ettik. Daha çok Türkiyeyle karşılaştırmamı istiyorlar burdaki gösterileri, daha kalabalık olduğu kesin de daha fazlasını söylemeye deneyimlerim yeterli değil diyorum. Onlar da benim gibi anlamakta zorlanıyorlar tabi, Dil Tarih mezunu olup Vancouver'da aktivist olmaya çalışmak da ayrı bir inceleme konusu olsa gerek. Ya da gerçekten de herşey İngilizce için. İnsan elinden geleni yapmakla yükümlü olan bir varlık sonuçta ben de buna inanıyorum.<br /><br />Tüm bunlar bir yana burda olduğum sürece çok zorlandığım halde özellikle dikkat etmediğim bir konu var : türkçemin kullanımı. Özellikle anlamaya çalışıyorum aslında benim dediğim her türlü aitliğin aslında ne kadar bana ait olduğunu ki dil de bunun en önemli kısımlarından biri. Çok değil belki biraz uğraşsam düzgün Türkçe yazıp konuşabilirim ama zor geliyor ve diğer şekil hakikaten neyi işaret ediyor onu anlamaya çalışıyorum. Yani bu karışıklık sevdiğim bir yol olmasa da merakla anlamaya çalıştım bir yol. Sonuçlarını da paylaşmak niyetindeyim.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1154205598274131812006-07-29T23:33:00.000+03:002006-08-01T04:21:37.733+03:00oh canadaşu aralar bir millet olsun ki kanada'dan çekmemiş olsun adlı bir araştırma yapıyorum bir takım internet siteleri, birkaç kanadalı arkadaş ve birtakım da yazılı basından yararlanıyorum.<br />git kendi ülkenin tarihini önce bir öğren demeden onlar da dönmek niyetindeyim ya<br />haydi hayırlısı<br /><br />gelecek konumuz : the internment of the japanese canadians during world war IIfelixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1153974077595979562006-07-27T07:15:00.000+03:002006-07-31T00:25:17.516+03:00fireworks<a href="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/1600/DSC00516.jpg"><img style="CURSOR: hand" alt="" src="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/400/DSC00516.jpg" border="0" /></a><br />tam niyetlenmiştim English Bay'e akın eden insanlar hakkında yazacaktım ki <a href="//modernsabahlar.blogspot.com/2006/07/baba-naber.html">yeni bebeğin </a>resmini gördüm. Şimdi camdan insan gruplarını izlemeye devam edeceğim ama bu çok güzel maşallah.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1153797811162676062006-07-25T06:11:00.000+03:002006-07-31T00:23:32.576+03:00Robson'da aşkın ateşi<a href="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/1600/DSC00354.jpg"><img style="CURSOR: hand" alt="" src="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/400/DSC00354.jpg" border="0" /></a><br />Robson'da yürürken her köşebaşında bir Türk gencine rastladığımdan söz etmiştim galiba dün de Hande Yener duydum bir arabadan son seste.<br />ya işte aşkın ateşi neler yaptırıyor insana...<br /><br />Ablamda bir keresinde Granville Islanda da "benim aşka inancım kalmadı" isyanını duymuştu Sandal'dan...<br /><br />hep diyorum çok yanlış tanıyorlar bizi çok.<br /><br />ülkeniz çok güzel ama peki neden yeterince tanıtmıyorsunuz.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1153353459580512752006-07-20T02:51:00.000+03:002006-07-20T02:57:39.586+03:00canadian styleönce bir "hata" ya da disaster da diyebiliriz yapıyorsun aradan yıllar geçiyor özür dileyip birtakım paralar ödüyorsun buna canadian sytyle diyoruz. Uzaktan bakınca çok şık duruyor tabi, tarihten ders alan bir ülke gibi maşallah misal gelecekte birtakım Afganlı ailelerin de zengin olacağını öngörebiliriz belki.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1153197569806676882006-07-18T07:26:00.000+03:002006-07-18T07:39:29.816+03:00vancouver halkıben sıkıldım bu "milleti" incelemekten yaa<br />bir şeye benzemetediğimden belki ya da işte millet olmadığından<br />bu kadar karmaşıklık hoşuma gitmedi sanki ama insanlar benim hoşuma gitsin diye yaşamıyorlar ya<br />neyse ama bu önemli "insanlar neden yaşıyor?"<br />herkes heryerde aynı,<br />amaçlar da bir o kadar benzer işte görünen tarafıyla<br />ama okyanus etkisi biraz farklı tabi<br />tum otobüs şoförleri güler yüzlü mesela, yarış da yapmıyorlar<br />skytrain bizim ankaray'a ya da metro'ya göre pek bir yavaş<br />genelde bilet kontrolü yok (ama bugün yaptılar)<br />sokaklar cuma ve cumartesi dışında hep boş hep boş<br />2 milyon için biraz büyük tabi<br />sosyal problemlerinin alkol, uyuşturucu bağımlılığı, evsiz insanlar olduğunu anlamak kolay olmamaya devam ediyor. birtakım tahminlerim oluyor yer yer ama yerli halka sorunca "yok öyle bir şey"diyorlar.<br />bir de fotoğraf eklemek istiyorum bir görünen yüzüne dair vancouver'ın<br />italya kazandıktan sonra commercial drive'dan bi foto<br />vancouver polisi italyanlar ne kadar dağıtacaklar ortalığı diye yürürken...<br /><br /><br /><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://photos1.blogger.com/blogger/3502/3263/400/DSC00308.jpg" border="0" />felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1152654377767572892006-07-12T00:37:00.000+03:002006-07-12T00:46:17.776+03:00niyet neydi akıbet ne olduburası iyice günlüğe benzedi haa. oysa hatırlarım internette günlük fikrini ilk duyduğum günleri de ...neyse vancouver'ın kültürel yapısından bahsetmeye devam edeceğim ben,<br />edeceğim de işte burda havalar yine değişti, her hava değiştiğinde ilginçtir insanlar da değişiyor<br />ama haberler hep aynı kalıyor onlar hep hava durumundan bahsetmeye devam ediyorlar.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1152420225354596022006-07-09T07:43:00.000+03:002006-07-17T00:32:46.760+03:00palestinebu kez de Kütüphanede bi etkinlik vardı Irakla ilgili bir belgesel gösterimi. Oradaki tahribatın el kamerasıyla çekilmiş amatör görüntüleri ve bulundukları bölgenin askeri olmadığını haykıran Iraklı insanlar. Yalnız benim hikayem biraz daha bana dair ki bu yüzden de başlık "palestine"<br />(bu arada artık ne ingilizce ne türkçe iki dilde de yazarken çok zorlanıyorum sanırım türkçem o kadar da iyi değilmiş bundan dolayı biraz problem yaşıyorum)<br />Neyse işte etkinlik sonrası bir masaya uğruyorum çok tanıdık broşürler, duyurular falan var. İnsanlar da muhabbet ediyorlar kendi aralarında ben de dinliyorum gizliden ingilizcem gelişsin diye (burda herşey onun için). Sonra kalabalık dağılıyor tam ben de kaçayım artık kimse soru sormadan derken Ivan "ee ne düşünüyorsun belgesel hakkında" diyor.<br />bir takım "hımm" seslerinden ve" ya uğraştırmasan beni şimdi, ben bunu ingilizce anlatamam valla" gibisinden yakınmalarımdan sonra "sen hangi dili konuşuyorsun" diyor.<br />"türkçe" diyorum<br />"ben tek kelime türkçe bilmiyorum" diyor.<br />ben o gün "ingilizce anlaşmak zorundayız o halde peki" deyip konuşmaya başlamıştım lakin sonradan anladım ki demek istediği "ingilizce bilmek bir fark değil, dert etme devam et" imiş. (güzel insan evet) ama bir yabancıyla konuşmak öyle kolay olmuyor işte.<br /> Yabancı derken şunu demek istedim: okulda arkadaşlarınla öğretmenlerinle rahat anlaşıyorsun sen de onlar da ne demek istediğini anlıyorlar da sokakta öyle kolay olmuyo o işler ve doğal olarak biraz geriliyorsun. Neyse işte İvan beni salak görünce biraz tabi dünya meselelerinden başladı anlatmaya "palestine" dedi ve ben "bi sn palestine?" dedim.<br />uzun bi süre inanamadı nasıl bilmezsin diye anlatmaya çalıştı çalıştı çalıştı...baktım olmayacak<br />"o yeah, ı see" falan dedim ki bu herzaman işe yarıyor anlamasan da "yes" deyip geçiyorsun lakin ivan'da işe yaramadı siz ne diyorsunuz türkçede dedi<br />bir filistin diyemedim ben de<br />herneyse işte "yarın gel de iki kelime birşey öğren be cahil" dedi muhtemelen içinden dışından da kendi memleketini söyledi ama ben yine anlamadım oysaki türkiyeye çok yakın türkler bilirler falan diye eğlendi biraz işte.<br />sonra saat 9buçuk oldu zaten ben de koşarak uzaklaştım o gün bugündür işte İvan'ın peşindeyim ...felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-30426042.post-1151896832505968892006-07-03T06:19:00.000+03:002006-07-16T23:56:10.246+03:00canada day from an indigenous perspectiveDün Canada Day vesilesi ile bir panele katıldım. Ülkenin her bir köşesindeki ve hatta Hong Kong'taki kutlamalara karşın konuşmacılar bugünün aslında neden kutlanmamasının gerektiğini anlatabilmek amacındaydı. Hele ki benim gibi coğrafya, tarih ve hatta müzik bilgisi kötü olan, doğal olarak harita bilmeyen, senfoniden anlamayan, kendi tarihini bilemediği için nerdeyse mahkemede arkadaşlarının "yok onun kafası almıyor" ifadesine ihtiyacı olacak biri için hakikaten de çok önemli bir etkinlikti.<br />Yalnız ufak bir sorun vardı; harita bilmediğim gibi ingilizce de konuşamıyordum ve üstelik mekan çok çok uzaklardaydı...<br />Uzatmak istemiyorum, etkinliğin başlangıç saati16:30 iken ben oraya vardığımda kapıdan "biraz geç oldu sanki" diye hafif bir gülümsemeyle karşılandım, ama vardım (aman yarabbim tam bir işkenceydi. Bir community centre'da abartısız on beş dakika daire çizdim desem yalan olmaz. İçimden İvan'a "be insafsız adam, otobüsün numarasını yazıyorsun bi de konuşmanın hangi salonda olacağını yazsana" diye isyan ederken bir taraftan da etrafta soracak birilerini arıyordum ama tabi Kanada günü dolayısıyla etrafta sadece homeless arkadaşlarımız vardı. Onlar da alışveriş sepetleriyle konuştuklarından yeteri kadar meşgullerdi).<br />Hazır parantez açıp uzatmışken şunu da belirteyim burda kaybolmak da pek kolay değil aslında şehir planlaması iyi yapılmış yani. Bir de bir gün "Canada mimarisinde suyun kullanımı" başlıklı bir fotoğraf albümü hazırlamak istiyorum ki Keçiörendeki şelalerin önemini anlasın Ankaradaki arkadaşlarım.<br />Her neyse Kanada tarihinde bilinmesi gereken bir nokta "residential school". 1928 sonrası Hükümet ve kilise "indian act" problemini çözmek için bir okul sistemi geliştiriyorlar ve yerli Amerikana eziyet ve İndian kültürün tahribi bu şekilde başlıyor. Ailelerden çocuklar zorla alınıp okula yerleştiriliyor ve bir yıl boyunca da görüşmelerine izin verilmiyor. kanada kültürüne adapte olsun, ingiilizce öğrensin tabi bir de en önemlisi hristiyan olsun diye. O vakitler kimse bu eziyetin farkında değil ve bazı aileler de çocukları için en iyisinin bu olacağını düşündüğünden hevesliler, lakin yıllar sonra eski öğrenciler anılarını anlatmaya paylaştıkça kanada hükümeti tek tek okulları kapamaya başlıyor ama tabi bu da yıllar sürüyor. Çok geç değil en son okul 1996 da kapanıyor. ve özürler dilenmeye başlıyor. Çocuklar (5-19) okulda olduğu sürece kendi kültürlerine dair hiçbir aktivitede bulunamıyorlar, kendi dillerini konuşmaları yasak ve bunların çok da ağır cezaları var ama sanırım en ağır ceza şimdiki yerli insanlar için unutamamak olsa gerek. Hükümet çünkü sadece özür dilemekle kalmıyor mayıs 2006da kabul olan bir antlaşma ile para ödemeye de başlıyor ama elbetteki kayebedilenlerin yanında çok geç kalınmış bir özür olarak duruyor bu para. Fiziksel ve cinsel istismar en başta gelen eziyetlerden ki dediğim gibi bugün hiçbiri reddedilmiyor hükümet tarafından ve hatta şu sözleşme kağıtlarına bir göz attım da çok fena maddeler var ve herbiri için de puan koymuşlar yanına. Çok anlamadım ama sanırsım ödemeyi ona göre yapacaklar. Zaman değişti, dünya değişti, bakış açısı değişti diyor kanada yani her ne kadar "we are deeply sorry" deseler de bir yandan da o eskindendi diyorlar.<br />Ama bugüne baktığımızda değişen aslında hiçbir şey yok, bugünün şartlarıyla eziyet tanımı biraz değişmiş evet canlarının istediklerini yapabilirler ama şehre uzak mekanlarda yaşarlarsa ve daha bir dolu şartla şunla bunla. Demek istediğim dışardan amerikaya göre çok daha peacefull görünen bu ülkenin tarihine baktığımda hiçbir çıkar yol göremedim ki bugün afganistanda ölen kanadalı askerlerin haberlerini duyduğunda kimse sormuyor kanada askerinin orda işi ne diye? Sonuç olarak bu kadar fiziksel ve ruhsal problemleri olan insanların olmasının şans eseri ya da genetik olmadığı kesin. Yerliler hala alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi bir sürü sorunla boğuşuyorlar sokakta hergün bir sürü homeless'e rastlıyorsun ve yetkililer uyarıyor onlara insan gibi davranmayın. Herşey rayında ilerliyor gelişmiş teknoloji ile birlikte ama beni korkutuyor sanki gelecek günlerin habercisi gibi ve o yüzden kendi sokaklarıma dönmek istiyorum.<br /><br />not : Kanadalılar US ile karşılaştırılmaktan ve karıştırılmaktan nefret ediyorlar ve zaten amerikayı da sevmiyorlar. bu da böyle biline.<br /><br />ve bir şey daha : bunları bir sürü kaynaktan öğrendim ama bir internet sitesi eğer ilgilenen olursa diye : <a href="http://archives.cbc.ca/IDD-1-70-692/disasters_tragedies/residential_schools/">cbc</a> arşivinden.felixhttp://www.blogger.com/profile/01650391524172185805noreply@blogger.com0