03 Temmuz 2006

canada day from an indigenous perspective

Dün Canada Day vesilesi ile bir panele katıldım. Ülkenin her bir köşesindeki ve hatta Hong Kong'taki kutlamalara karşın konuşmacılar bugünün aslında neden kutlanmamasının gerektiğini anlatabilmek amacındaydı. Hele ki benim gibi coğrafya, tarih ve hatta müzik bilgisi kötü olan, doğal olarak harita bilmeyen, senfoniden anlamayan, kendi tarihini bilemediği için nerdeyse mahkemede arkadaşlarının "yok onun kafası almıyor" ifadesine ihtiyacı olacak biri için hakikaten de çok önemli bir etkinlikti.
Yalnız ufak bir sorun vardı; harita bilmediğim gibi ingilizce de konuşamıyordum ve üstelik mekan çok çok uzaklardaydı...
Uzatmak istemiyorum, etkinliğin başlangıç saati16:30 iken ben oraya vardığımda kapıdan "biraz geç oldu sanki" diye hafif bir gülümsemeyle karşılandım, ama vardım (aman yarabbim tam bir işkenceydi. Bir community centre'da abartısız on beş dakika daire çizdim desem yalan olmaz. İçimden İvan'a "be insafsız adam, otobüsün numarasını yazıyorsun bi de konuşmanın hangi salonda olacağını yazsana" diye isyan ederken bir taraftan da etrafta soracak birilerini arıyordum ama tabi Kanada günü dolayısıyla etrafta sadece homeless arkadaşlarımız vardı. Onlar da alışveriş sepetleriyle konuştuklarından yeteri kadar meşgullerdi).
Hazır parantez açıp uzatmışken şunu da belirteyim burda kaybolmak da pek kolay değil aslında şehir planlaması iyi yapılmış yani. Bir de bir gün "Canada mimarisinde suyun kullanımı" başlıklı bir fotoğraf albümü hazırlamak istiyorum ki Keçiörendeki şelalerin önemini anlasın Ankaradaki arkadaşlarım.
Her neyse Kanada tarihinde bilinmesi gereken bir nokta "residential school". 1928 sonrası Hükümet ve kilise "indian act" problemini çözmek için bir okul sistemi geliştiriyorlar ve yerli Amerikana eziyet ve İndian kültürün tahribi bu şekilde başlıyor. Ailelerden çocuklar zorla alınıp okula yerleştiriliyor ve bir yıl boyunca da görüşmelerine izin verilmiyor. kanada kültürüne adapte olsun, ingiilizce öğrensin tabi bir de en önemlisi hristiyan olsun diye. O vakitler kimse bu eziyetin farkında değil ve bazı aileler de çocukları için en iyisinin bu olacağını düşündüğünden hevesliler, lakin yıllar sonra eski öğrenciler anılarını anlatmaya paylaştıkça kanada hükümeti tek tek okulları kapamaya başlıyor ama tabi bu da yıllar sürüyor. Çok geç değil en son okul 1996 da kapanıyor. ve özürler dilenmeye başlıyor. Çocuklar (5-19) okulda olduğu sürece kendi kültürlerine dair hiçbir aktivitede bulunamıyorlar, kendi dillerini konuşmaları yasak ve bunların çok da ağır cezaları var ama sanırım en ağır ceza şimdiki yerli insanlar için unutamamak olsa gerek. Hükümet çünkü sadece özür dilemekle kalmıyor mayıs 2006da kabul olan bir antlaşma ile para ödemeye de başlıyor ama elbetteki kayebedilenlerin yanında çok geç kalınmış bir özür olarak duruyor bu para. Fiziksel ve cinsel istismar en başta gelen eziyetlerden ki dediğim gibi bugün hiçbiri reddedilmiyor hükümet tarafından ve hatta şu sözleşme kağıtlarına bir göz attım da çok fena maddeler var ve herbiri için de puan koymuşlar yanına. Çok anlamadım ama sanırsım ödemeyi ona göre yapacaklar. Zaman değişti, dünya değişti, bakış açısı değişti diyor kanada yani her ne kadar "we are deeply sorry" deseler de bir yandan da o eskindendi diyorlar.
Ama bugüne baktığımızda değişen aslında hiçbir şey yok, bugünün şartlarıyla eziyet tanımı biraz değişmiş evet canlarının istediklerini yapabilirler ama şehre uzak mekanlarda yaşarlarsa ve daha bir dolu şartla şunla bunla. Demek istediğim dışardan amerikaya göre çok daha peacefull görünen bu ülkenin tarihine baktığımda hiçbir çıkar yol göremedim ki bugün afganistanda ölen kanadalı askerlerin haberlerini duyduğunda kimse sormuyor kanada askerinin orda işi ne diye? Sonuç olarak bu kadar fiziksel ve ruhsal problemleri olan insanların olmasının şans eseri ya da genetik olmadığı kesin. Yerliler hala alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi bir sürü sorunla boğuşuyorlar sokakta hergün bir sürü homeless'e rastlıyorsun ve yetkililer uyarıyor onlara insan gibi davranmayın. Herşey rayında ilerliyor gelişmiş teknoloji ile birlikte ama beni korkutuyor sanki gelecek günlerin habercisi gibi ve o yüzden kendi sokaklarıma dönmek istiyorum.

not : Kanadalılar US ile karşılaştırılmaktan ve karıştırılmaktan nefret ediyorlar ve zaten amerikayı da sevmiyorlar. bu da böyle biline.

ve bir şey daha : bunları bir sürü kaynaktan öğrendim ama bir internet sitesi eğer ilgilenen olursa diye : cbc arşivinden.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler